28 Mart 2015 Cumartesi

Mahalle Baskısı Kaç Çeşittir?


Mahalle Baskısı Kaç Çeşittir?

Cevap: Türkiye’de çok çeşittir. Mahalle baskısından şikayet edenler inandırıcı olsa da acaba aynı kişiler mahalle baskısı yapmıyorlar mı? Türkiye’de mahalle baskısını sadece dini yönü baskın muhafazakarların yaptıklarına dönük bir ön kabul mevcuttur. Ancak mahalle baskısını muhafazakar laikler, demokratlar yada milliyetçiler de yapmıyorlar mı? Türkiye gerçeğine baktığımızda belli bir bölgede, şehirde ya da ülkenin genelinde çoğunluk olanların az olan farklı topluluklara baskı uyguladığını ve onlara kendi yaşam tarzını dayattığı bilinen ama çokça itiraf edilemeyen bir gerçektir. Ne zamanki gücü eline geçiren çoğunluk bu gücü az olanı bastırmak, değiştirmek veya asimile etmek için kullanmaktan vazgeçer ve farklı kesimlerin bir arada yaşam kurmalarını sağlayacak atmosferi yaratmak için kullanır işte o zaman gerçek anlamda mahalle baskısı süreç içerisinde ortadan kalkar. Bu çoğunluğun hayalinde farklı kesimlere yönelik her türlü baskının azaltıldığı böyle bir topluma ulaşmak hedefi ve niyeti mevcutsa her zaman yaptıklarının aksine karşı tarafı eleştirmek ve suçlamak yerine kendi topluluğunu dönüştürüp demokratikleşmek için topluluk içi eleştiri yapmak zorundadır.      
AKP’nin iktidara gelmesiyle beraber mahalle baskısı kavramı gündemimize daha fazla girdi. Aslına bakacak olursak tarih boyunca ve AKP’den önce de dini muhafazakâr yaşam tarzına sahip mahalle ya da semtlerde insanlar kendilerinden olmayanlara tahammülsüzlük gösteriyorlardı. Mesela modern giyim-kuşam, eğlence ve ilişki tarzına saldırı sözle ya da bakışla da olduğu kadar bazen fiziksel saldırı şeklinde yaşatılıyordu. Ve halen de bu baskı farklı şekillerde ve tonlarda devam etmektedir. Ancak diğer taraftan modern batılı yaşam tarzına sahip bir mahalle ve semtte de muhafazakâr bir insanın- hayatını görünür halde yaşıyorsa- baskı görmediğini iddia etmek doğru değildir. Klişe bir örnek olmasına rağmen bu örneği vermeden geçemeyeceğim. Çarşaflı ya da sakallı bir dini bütünün Nişantaşı’nda ya da İzmir Bostanlı’da yürürken üzerine gelen bakışları bir hayal edin.
Mahalle baskısı çok çeşitlidir demiştik. Susmak ve öyleymiş gibi yaşamaya çalışmak da baskılanmanın sonucu değil mi? Gerek mahallelerimizde yaşayan gerekse resmi kurumlarda görev yapan sayısız Alevi, Ermeni, Yahudi ve diğer farklı inançlardan insanlar kimliğini neden hala saklamak zorunda hisseder? Zevk için değil herhalde. Bu kesimlerin haklarını talep edip görünür şekilde kültürlerini ve inançlarını yaşamak istemeleri karşısında hangi kesimlerin mahalle baskısı uyguladıklarını herkes tahmin eder. Peki, bu neden böyle? Neden birilerini sevmek ve kabul etmek için illaki o birilerinin bize benzetmeye çalışırız? Bütün Türkiye’nin yada dünyanın aynı inanç, kültür ve yaşam tarzına sahip olması durumuda yeryüzünün daha güzel olmayacağı açık değil mi? Mahalle baskısını kullanmanın sebebi karşı tarafı bizim gibi yaşamaya zorlamak değil mi? Bu durumda karşı tarafın da savunmaya geçip yaşam tarzını korumaya çalışması ve çoğunluk olduğu anda aynı şekilde az olana baskı uygulamaya kalkışması normal olmasa da doğal tepki olmaz mı?
Baskıya maruz kalan diğer bir kesim ise farklı cinsel tercihlere sahip insanlar. Üstelik bu kesimler sadece mahalle baskısı değil hemen hemen bütün ülke baskısı yaşıyorlar. Peki bu baskıyı sadece bir kesim mi yapıyor? Hayır. En muhafazakârdan en liberaline kadar –istisnalar hariç- hemen hemen herkes cinsel tercihleri farklı olan insanlara bir şekilde fiziksel ya da psikolojik baskı uygulamaktadır. Konu eşcinsellere düşmanlık olunca en zıt görüşler bile ittifak yapıp aynı dışlayıcı tepkiyi göstermektedirler. Bu konuda iktidar dahil hangi parti bu baskıyı hafifletmeye dönük çalışmalar yapmakta yada cinsel ayrımcılığın yok edilmesi için tüzüklerinde madde bulundurmaktadır? Ya da mahalle baskısından şikayet eden laikler veya laiklerin baskısından şikayet eden muhafazakarlar bu kesimlere uygulanan baskıyı hafifletmek için kendi içlerinde ve dışlarında bunun mücadelesini yapıyorlar mı? Yoksa farklı cinsel tercihleri olan insanlara mahalle baskısı uygulamak normal bir şey midir?
Ya kadınlara uygulanan mahalle ve diğer baskı şekillerine ne demeli? Bu baskıyı da belli bir gruba mal etmek mümkün değildir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki kadın her kesimde erkeğin en az bir adım arkasından gelmektedir. Modern ya da muhafazakar kadın önce ev işinden ve çocuklardan sorumlu kadın sonra da izin çıkarsa işe giden ve para kazanan kişidir. Toplumun farklı sınıflarında modern kadın görüntüsüne rağmen ciddi erkek baskısı yaşayan ancak diğer tarafta türbanlı olduğu halde göreceli olarak özgür bir yaşam tarzı yaşayan sayısız kadın bulunmaktadır. Ancak genelde her topluluk, kesim ve cemaatte kadınlar hem kendi kesimlerinden hem de karşı kesimden baskı görmektedirler. Bu bazen aile, bazen toplum, bazen işyeri sahipleri, bazen arkadaş ve bazen de yasalardan kaynaklı baskı şeklinde kendini göstermektedir. Dolayısıyla kadınlara uygulanan her çeşit baskıyla mücadele için sadece karşı kesimlere yönelik değil grup içi öncelikli olmak üzere baskı kaynağı bütün kesimlere karşı yapılmalıdır.
Mahalle baskısı yaparak mahalle baskısından şikâyet edilebilir mi? “Ama onlar daha fazla yapıyor” diyerek suçu sadece “karşı” kesimlere yıkmak mantıklı mı? Elbetteki hükümetlerin bu konuda sorumlulukları ve yükümlülükleri daha fazladır. Ancak yine de kendimize bir soralım. Biz mahalle baskısı yapıyor muyuz?


Mehmet Ateş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder